Şimdi yükleniyor
×

Adaletin Davası

Bu Yazı 4 dakikalık okuma süresine sahiptir.

ajax-loader-2x Adaletin Davası

Tarih emperyalist devletlerin insanoğluna yaşattığı ızdıraplarla doludur. Bilim ve Teknoloji çağı 21. yy da bile insanlık emperyalist devletlerin açgözlülüğüne kurban ediliyor.

Bu yüzyılın en büyük belası ABD’dir. En agresif kanserli hücreden bile daha beter bir şekilde hedef ülkeyi sarıyor, kemiriyor, iliklerine kadar emiyor ve posasını çıkartıp gidiyor. Bütün bunları yapamazsa verebileceği en büyük zararı verip öyle gidiyor.

Yakın tarih ABD’nin enkazları ile doludur. Kendi sınırlarından binlerce kilometre uzaktaki ülkeler bile nedense birden bire ulusal güvenlik sorunu haline getiriliyor ve işgal etmek için bahane yaratılıyor. Hatta bazen ticari çıkarlar için bile savaş çıkartabiliyor ki bunun en güzel örneği 1989 de Panama’nın işgalidir.

Amerika’nın, Panamayı işgali için bir sürü neden sıralanır, bu konuda yazılmış tezler bile mevcut, işin özü Amerikan çıkarları ve Panama Kanalının Amerika tarafından kontrolüdür.

“Sokaklarda telaş içinde koşuyorum, yanımdan geçen benim gibi koşan çocukları, kadınları, yaşlıları görüyorum. Yerlerde dizilen cesetleri görüyorum, tankların cesetlerin üzerinden geçtiğini görüyorum.”

Bu sözler ABD ordusunun 1989 yılında Panama Kanalı’nı kontrol etmek için Orta Amerika’nın küçük ülkesi olan Panama’nın işgalini yaşayan bir tanığa ait.

Panama Komplosu (The Panama Deception).

ABD yapımı belgesel film tanıkların başına gelen olayları detaylı bir şekilde gözler önüne serer.

1993 yılında en iyi belgesel film Oscar ödülünü kazandı Panama Komplosu.

ABD ordusunun işgalinin Panama halkına getirdiği sayısız acıları gözler önüne serdi.

Yaklaşık 30 bin ABD askeri, F-117 tipi savaş uçaklarının hava desteği ile, 15 saat saat gibi kısa bir sürede Panama ordusunu etkisiz hale getirdi ve Panama’da iktidarda bulunan Manuel Antonio Noriega Moreno yönetimini devirdi.

ABD, kendi menfaatleri için işlediği insanlık suçlarına afili kod adları verir ki Dünya kamuoyu eylemlerinden bahsederken kullanacağı bu operasyon isimleri ile insanları kandırmasına yardımcı olsun. Bu yüzden Panama işgaline “Adaletin Davası” kod adını verdiler.

ABD, kendi çıkarları için bağımsız bir ülkeyi işgal edip, egemenliğini ayaklar altına alıyor ve adına ADALETİN DAVASI diyor.

Amerikalı tarihçi Paul Atwood basına verdiği bir demeçte, “Savaş ABD’lilerin yaşam tarzıdır” demiştir.

Amerika 240 yıllık tarihinin sadece 16 yılını savaşsız geçirmiş bir ülke. İkinci Dünya Savaşı’ndan 2001 yılına kadar, dünya genelinde meydana gelen 248 askeri çatışmanın 201’i ABD tarafından gerçekleştirildi.

Yalnızca 21’inci yüzyılın başından bu güne kadar Amerika, Afganistan ve Irak savaşını başlattı, Suriye’de iç savaşı kışkırttı ve terör gruplarını besleyerek her türlü askeri yardımı, eğitim dahil verdi. Böylece, 27 milyondan fazla sivilin evsiz kalmasına ve mülteci durumuna düşmesine neden oldu.

ABD ordusunun gittiği her yerde, savaş körüklenir, istikrarsızlık başlar, masum insanlar acılar çeker.

Amerika, şimdi Yunanistan’a el attı.

Ege Denizindeki adaların silahlandırılmaması Lozan Barış Antlaşması ile güvence altına alınmış olmasına rağmen, Amerika kendi menfaatleri doğrultusunda bu adalara kendi silahlarını yerleştirip Yunanistana hibe ediyor.

Yunanistan, bir taraftan, Türkiye’nin ikili ilişkilerde gerginliği tırmandıran söylemlere sahip olduğunu öne sürerken, Yunanistan’ın uluslararası hukuk ve deniz hukuku temelinde diyalogdan yana olduğunu yönünde açıklamalar yapıp diğer taraftan uluslararası hukuku ve antlaşmaları hiçe sayarak tamamen silahsız statüde olan adaları silahlandırıyor.

Direk bize karşı bir silahlanma mı söz konusu bilemeyiz fakat dibimizdeki adaların bu şekilde silahladırılması, söylemler, savaş halinde olduğumuz terör gruplarına yapılan askeri yardımlar, silahsız olması gereken adaların silahlandırılması akla başka bir şey getirmiyor.

E tabi bir de Ukrayna var ortada.

Dedeağaç limanı özelleştirildi ve Amerikalı şirket tarafından alındı. Stratejik olarak önemli bir liman olduğu Miçotakis tarafından da dile getirildi.

Amerikan ordusunun girdiği her yere Amerikan şirketleri de giriyor. Savaş ve ticaret aynı anda yürütülüyor. Rusya doğal gazına bağımlı Avrupa ülkelerine Rus gazına alternatif olarak aylar öncesinden Amerikadan getirilecek LNG – Kaya Gazını önermişti Biden. Amerikadan boru hattı döşenmesi mümkün olamayacağına göre geriye sadece deniz yolu kalıyor.

Dedeağaç limanı burada devreye giriyor uzmanlara göre. Sadece LNG gazı için değil, Ukraynaya yapılan askeri yardımlar için de karadan koridor oluşturmanın en kolay ve güvenli yolu olduğu söyleniyor.

Dedeağaç limanı bu şekilde ciddi stratejik önem kazanıyor.

Rusya da boş durmayacak elbette. Elindeki en büyük koz olan ve Avrupa ülkelerini bi şekilde dizginlemesini sağlayan Doğal Gaza alternatif çıkması işine gelmez. Her fırsatta nükleer silah kullanımından bahseden bir ülke bu durumda elbette LNG gazının deniz yolu ile Dedeağaç’a ulaşmasını engellemenin yollarını arayacak.

Amerikan donanmasının Ege Denizinde cirit atmasının, Dedeağacın Amerikalı şirkete satılmasının, Amerikan donanmasının oraya konuşlanmasının sebebi bu da olabilir.

Sebep ne olursa olsun her durumda Amerika savaşı kapımıza kadar getiriyor. Yunanistan, salyaları akarak hazırda bekliyor. Her türlü desteği ve güvenceyi aldı nasıl olsa. Türkiye sana dokunamaz dediler. Abisine güvenen şımarık çocuklar gibi dikleniyor, arsızlık yapıyor, tehdit ediyor.

Yakın tarih Amerikanın enkazları ile dolu halbuki.

İstediğini elde ettikten sonra bölgenin bütün sorunları ile Yunanistanı baş başa bırakıp pılısını pırtısını toplayarak başka bir ülkenin başına bela olmaya gidecektir Amerika.

Bu yazıyı nasıl buldunuz?

Genel oy oranı / 5. Oylama Durumu

Şu ana kadar değerlendirme yapılmadı! Bu gönderiye ilk değerlendiren siz olun.

Bu yazıyı beğendiğinize göre...

Bizi sosyal medyada takip ediniz.

Bu yazı size hitap etmediği için üzgünüz!

Kendimizi geliştirelim!

Hoşunuza gitmeyen noktalar neler oldu?

Profesyonel baba, amatör yazar, sorgulayan, araştıran, teknoloji düşkünü, düne takılmayıp yarını yaşamayı seven doğuştan Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı. Eşimle beraber kaleme aldığımız yazılarımızı bir arada tutabileceğimiz, bir nevi arşiv olarak kullanabileceğimiz ve paylaşabileceğimiz bir site kurma kararı aldığımızda Garip1Blog ortaya çıktı. 2018 de iki kişiyle başlayan yolculuğunuza zaman içerisinde aramıza katılan dostlarımızla yolumuza devam ediyoruz Gelir kaygısı olmadan kendi yağıyla kavrulan sitemizde, sinir bozucu reklamlarla boğuşmadan, kahvenizi veya çayınızı alıp, bir birinde güçlü ve değerli kalemlerin yazılarını  okurken keyifle vakit geçirebilirsiniz.

Abone Olun
Bildir
guest
0 Yorum
En Yeniler
Eskiler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle
Okumaya Değer
Bu coğrafyada yaşayan insanlar pratik zekaları geliştiği için kendilerini çok zeki zanneder ve bununla gurur duyarlar. Pratik zeka az gelişmiş…
0
Yorumlarınızı merak ediyoruz.x